30 Ocak 2013 Çarşamba


 
Bu yazıyı okuyunca çok beğendim ve şöyle bir durup düşündüm: Her gün görüp ismini bilmediğim kim var diye?Mesela plazanın girişindeki görevli arkadaşların ve sekreter kızın adını bilmiyorum.Her sabah selamlaşıyorum 'Günaydın' ve 'İyi Akşamlar' cümlelerini sarf ediyorum ama isimleri yok.Her gün yemek yediğimiz restauranttaki görevlilerin 2 tanesi dışında geri kalanların adı yok.Utandım...Yarından itibaren isimlerini öğrenicem.Sizde bir düşünün bakalım,sizin hayatınızda kimler var?
 
 
 
Son sınıf öğrencilerinin final sınavı. Beş soru hazırladım. İletişim sorusu tam elli puan. Çocuklar harıl harıl çalışmışlar. İletişimle ilgili her şeyi yemiş yutmuşlar. Yok efendim alıcı verici varmış. Kaynak mesajları iletirmiş. Sen dili ben dili. Elli puanlık 4. soru şu: (Bu soru iletişim becerilerinizi ölçmek için sorulmuştur.)

“Beş yıldır bu okulda öğrencisiniz… Benim bir yıldır kapının girişinde hep gördüğüm; sınıflarınızı koridorlarınızı temizleyen; adı soyadı gömleğinde kocaman yazan;sizinde her sabah gördüğünüz görevli hanımın adı nedir? Soyadını yazmanıza gerek yok!

Bütün sınıf şok oldu! Öğrencilerden biri parmak kaldırdı:

-Hocam bir şey soracağım. Doğru mu anladım ben bu bayanın ismi Hatice’yse Hatice yazınca finalden elli alıp sınıf mı geçeceğim şimdi?
-Bak ne kadar doğru anlamışsın.
... -Ben sınıftan çıktım. Kapının dışında bekliyorum. İçeriden tartışma sesleri geliyor.
-Beyler kadın adı ne?
-Beyler bilen söylesin!
-Beyler ayıp oluyor ama!
- Kimse mi bilmiyor?
-Beyler her kes kağıtları kaldırsın göstersin
-Beyler hocaların adlarını biliyorsunuz kızların adlarını biliyorsunuz ama!
 

Beş dakika sonra sınıfa girdim. Kağıtları topladım. Tek bir doğru cevap yok. Kağıtlar bomboş. Sadece bir öğrenci “ Battı balık yan gider” yazmış. O da bana “Hocam o öğrenciye dikkat et. Şöyle kavgacıdır böyle problemdir” denilen bir çocuk.
 

Sınav İngilizce olduğu için öğrencim şöyle yazmış: “Hocam öncelikle ben şu an duygularımı İngilizce anlatamayacağım biliyorum sınıfta kalıyorum; ama Türkçe yazıyorum.
Hocam size çok darıldım. Bana iletişimle ilgili ne sorsanız hepsini bilirim. Ceplerim dolu. Ben yıllarca hep sorarım arkadaşlarıma bu adam ne sorar diye. Soracakları şeyleri yazar çizer koyarım cebime. Sınavda kağıda aktarır sonrada buruşturur çöpe atarım ve sınıfımı geçerim.
Hocam sınıfta kalıyorum çünkü cevabı bilmiyorum. Ama bir şey fark ettim; o kadını gerçekten yıllardır görüyorum; ama bir kere dönüp bakmadım adını hiç merak etmedim. Oysa bütün hocaların adını soyadını hatta çocuklarının adını bile biliyorum. Her karşılaştığımda merhabalaşıyorum ama o hanıma hiç merhaba demedim.
Ben öyle bir adammışım ki çıkar ilişkim yoksa insanların yüzüne bakmıyormuşum. Sınıfta kalıyorum ama emin olun hiç önemi yok. Çünkü on beş yıllık bir eğitimde bana öğretilmeyen bir şey öğrettiniz.
Ben daha bu okuldayım her sabah o hanıma ismiyle hitap ederek “ Günaydın” diyeceğim ve bundan sonra ilişkilerimi çıkar üzerine kurmayacağım. Hocam sınıfta kalıyorum ama sağ olun.”
Yönetmelikler gereği not veremiyorum çünkü sınav İngilizce üstelik bayanın adını da yazmamıştı. Fakat ben alacağımı aldım ve o öğrenci elli üzerinden elli alarak dersi geçti ve mezun oldu.

-Ahmet Şerif Izgören


29 Ocak 2013 Salı

Uyku

Bazı zamanlarda istediğimiz gibi bir hayata uyanmayı isteriz.Bazen uzunca bir süre uykuda kalıp,yine uyandığımızda bizi üzen,kıran ne varsa düzelmiş olsun isteriz.Bazen sadece dinlenmek ve huzur bulmak için,bazen unutmak için uyumak isteriz.Şu uyku ne menem bişey ki;çareyi onun kollarında ararız.

Hem ruha hem bedene gelen uyku üzerine şiirler de yazılmış,şarkı var mı direkt bilemiyorum aklıma gelmiyor şu anda ama şiirlerden bir tanesi o çok sevdiğim şairlerden birine ait :


Uyumak


Uyku adı altında beni yoklamaz ölüm,
Neleri yaşadımsa uyanıklıkta gördüm.
Uyurken geçenlerin sormadım adlarını,
Kaçı kaça böldümse yaşanırlıkta böldüm..

Uyku adı altında beni yoklarsa ölüm.
Ki ben tüm uykuları hep uyanıkken gördüm..
Neden mi ben kendimin sorardım adlarını?
Anlasınlar diyedir, ben nasıl, nerde öldüm.


Özdemir Asaf


Herkese huzurlu uykular :))

24 Ocak 2013 Perşembe

Ruh mu?Beden mi?

Bugün arkadaşım, psikolog dostunun şöyle bir cümle sarf ettiğini söyledi hayatımızda yer eden çok özel insanlar için  ''ruhun unutsa bile bedenin unutmaz''.Enteresan hiç öyle olduğunu düşünmemiştim.Ben beden unutsa bile ruh unutmaz diye düşünmüştüm.

Şimdiii aklımı kurcalayan bir soru oluştu kafamda.Aslında o özel insanı unutmayışımızın sebebi bedenimizin unutmamış olması mı?Yoksa hala kalpte yer alıyor oluşu mu?



20 Ocak 2013 Pazar

Melek&Bebek


'Gitme' dedi bebek.'Gitmem lazım' dedi melek.'Sen gidersen,kim sevecek beni ' dedi bebek.'Seni sevenler olacak,hiç korkma' dedi melek.

-Senin Gibi mi?
-Belki benden daha çok
- Peki, ben sevecek miyim senin  gibi?
-Belki de beni sevebileceğinden daha çok.
-Ama sen yine de gitme.En azından şimdi gitme.Sonra gidersin.

Acıyla güldü melek.Çünkü mecburdu.Çünkü yaşam saati bitmişti.İstese de kalamazdı.Kim kalabilmiş ki;O kalsındı.Öptü bebeği,kokladı.'Seni çok seviyorum.Hadi şimdi uyu bakalım ' dedi usulca.Sakinleşti bebek uyudu.Gitmem lazım demedi dedi içinden.Kalacak diye sevindi.Üzmek istemedi meleği,kalmaktan vazgeçer diye.Sözünü dinledi uyudu hemen.

Sonra uyandı ansızın.Baktı etrafına meleğe seslendi.Cevap vermedi melek.Ağladı...ağladı.Daha çok ağladı belki duyar da gelir diye.Ama gelmedi,gelemedi.Gitmesi gerektiği yere gitti.Gerçek bir melek olmaya...İşte o melek,benim annemdi;bende küçücük bir bebek.

Annemi düşündüm,o son geceyi.Böyle bir diyalog olur muydu?Olurdu belki.Ben onu anlardım,o bana cevap verirdi.Anne ve bebeği arasındaki o kutsal bağ sayesinde böyle konuşup,vedalaşırdık belki.

Hep konuşurum ne zaman canım sıkılsa,O'na ihtiyacım olsa,beni duyduğu inancıyla.
Bence kaybettiğimiz tüm sevdiklerimiz onları düşündüğümüzi,onlara ihtiyacımız olduğu zamanları biliyorlar ve yanımızda oluyorlar.

Ve ben hep aynı şeyi söylerim....

Seni seviyorum Meleğim.Beni duyduğunu ve hep yanımda olduğunu biliyorum.Teşekkkürler...

18 Ocak 2013 Cuma

Cadılar Bayramı (Halloween) Şakası

Cadılar Bayramının üzerinden geçti ama bu videoyu yeni keşfettim.Çocuklar ,binbir emekle topladıkları ve yemeyi hayal ettikleri şekerlerinin ebeveynleri tarafından yendiğini öğrenince bakın ne tepkiler veriyor :)))

Ama ben videonun sonundaki o olgun çocuklara hele hele en sonuncusuna ba-yıl-dıııım :))

17 Ocak 2013 Perşembe

Mehmet Ali Birand

 Maalesef bugün o haber duayeni insanı kaybettik :((.Ben çok fazla haber izlemeyi sevmiyorum ama en azından ilk 15-20 dk.sını seyrederim ve haber sunuşunu sevdiğim insanlar da kısıtlıdır.

Mehmet Ali Birand'da sevdiğim kısıtlı habercilerdendi.32.Gün gibi senelerdir aynı kalitede ve güzellikte bir programa imza attı ve çok değerli insanlar yetiştirdi haber dünyasına.32.Gün izleyeyim diye uykusuz kalmışlığımda olmuştu çok kere.

Kendine özgü sunumu,renkli kişiliği ve saatler,bizi güldüren gafları ama habercilikte ustalığıyla hatırlayacağım hep.

Ruhu şad olsun.Mekanı cennet olsun :(

15 Ocak 2013 Salı

2013 Altın Küre Ödül Töreni-2

Veee şimdi sıra kazananların listesinde :)

SİNEMA

Drama dalında

En iyi film: Argo

En iyi yönetmen: Ben Afflect (Argo)

En iyi kadın oyuncu: Jessica Chastain (Zero Dark Thirty)

En iyi erkek oyuncu: Daniel Day-Lewis (Lincoln)

En iyi yardımcı kadın oyuncu: Anne Hathaway (Les Miserables)

En iyi yardımcı erkek oyuncu: Christoph Waltz (Django Unchained)

En iyi animasyon: Brave

En iyi senaryo: Quentin Tarantino (Django Unchained)

En iyi şarkı: Adele, Paul Epworth (Skyfall)

Yabancı dilde en iyi film: Amour (Avusturya)

MÜZİKAL VEYA KOMEDİ

En iyi film: Les Miserables

En iyi kadın oyuncu: Jennifer Lawrence (Silver Linings Playbook)

En iyi erkek oyuncu: Hugh Jackman (Les Miserables)

TELEVİZYON ÖDÜLLERİ

En iyi drama dizisi: Homeland

En iyi kadın oyuncu: Claine Danes (Homeland)

En iyi erkek oyuncu: Damien Lewis (Homeland)

En iyi komedi veya müzikal dizisi: Girls

Komedi veya müzikal dizisi, en iyi kadın oyuncu: Lena Dunham (Girls)

Komedi veya müzikal dizisi, en iyi aktör: Don Cheadle (House of Lies)

En iyi minidizi veya film: Game Change

Minidizi veya film en iyi kadın oyuncu: Julianne Moore (Game Change)

Minidizi veya film en iyi erkek oyuncu: Kevin Costner (Hatfields & McCoys)

Minidizi veya film en iyi yardımcı kadın oyuncu: Maggie Smith (Downton Abbey)

Minidizi veya film en iyi yardımcı erkek oyuncu: Ed Harris (Game Change)

2013 Altın Küre Ödül Töreni

Tabii ki kimler ödül almış,ne olmuş ikinci sıradaçKim ne giymiş,ne takmış takıştırmış diye bakmak birinci sırada.Östrojen salgılamak böyle bişey :)

Çok şık kıyafetler varmış gördüğüm kadarıyla ve tabii hayal kırıklıkları da.Onları es geçip bana göre çok şık olanları paylaşıyorum ;)













Hadi Bakalım Attaaaa :)

Huzurevinde arka arkaya gelen olumlerden moralleri bozuk uc arkadas aralarinda dertlesiyorlarmis.

Biri "Azrail'i kandirmak lazim." demis. Oburleri nasil, diye sorunca tezini aciklamis.

"Bu Azrail can almaya geliyor ya, onunla goz goze geldigimizde bebek taklidi yapalim. Bunlarin yasi kucuk, bir yanlislik olmali der, cekip gider."

Yasliliga ikinci cocukluk demeleri bosuna degil. Bu cocukca fikir digerlerinin de aklina yatmis.
Baslarina kotusu geldiginde ne yapacaklarini birbirlerine belletmisler.

Aradan zaman gecmis. Bir gece Azrail, ayni odayi paylasan uc kafadari gece yarisi ziyaret edivermis.
Oragini yere tak tak tak diye vurdugunda kafadarlarin ucunun birden gozleri acilmis..

Bakmislar ki Azrail hazir.. Birinden birini, belki de ucunu goturecek. Hemen belirledikleri A planini uygulamaya gecmisler..
Ucu birden bebek taklidi yapmaya baslamis...

Biri "Aguuu." sesleri cikarirken oburu parmak emiyor, ucuncusu de "Mama. Mama." sesi cikariyor.
Azrail bir sure seyretmis hallerini. Sonra elini gulerek basina vurmaya baslamis:

"HADI BAKALIM ATTAA :)) "

13 Ocak 2013 Pazar

KADIN ELEMENTİNİN ÖZELLİKLERİ

Vay be!Biz neymişiz :).Kesin erkek/erkekler tarafından yazılmıştır bu yazı.Genel kullanım alanları kısmında ''süs olarak'' ifadesi haricinde yazının genelini beğendim :)

KADIN ELEMENTİNİN ÖZELLİKLERİ
 
BİLİMSEL İNCELEME: Element : Kadın
Sembolü : Ka
İdeal Atom ağırlığı : 51,6 kg olarak kabul edilmiştir.
Alternatif ağırlıkları (izotopları) : 35 - 130kg
Bulunduğu yerler : Gezegendeki tüm kırsal ve kentsel
alanlar
 
FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ: 1- Yüzeyi renkli film tabakasıyla kaplıdır.
2- Değişik sıcaklıklarda kaynar.
3- Bilinen bir sebep olmaksızın donar.
4- Özel ilgi gördüğünde erir.
5- Yanlış kullanımlarda ısırır.
6- İşlenmemişinden sıradan maden filizine kadar pek çok halde bulunur.
7- Doğru noktalara basınç uygulandığında ürün verir.
8- Standart ölçüleri varsa da kolay bulunmaz.
9- Çekici özelliğine aldanılıp fazla yaklaşılmaması önerilir.
10- Her zaman bir uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

KİMYASAL ÖZELLİKLERİ: 1- Altın,gümüş, platin ve diğer kıymetli madenlerle yakın akrabalığı vardır.
2- Büyük miktarlardaki pahalı maddeleri ve değerli tasları absorblayabilir.
3- Belli bir sebebe bağlı olmaksızın patlayabilir.
4- Sebepsiz yere çıkıp gidebilir, çıkıp gelebilir.
5- Sıvılarda çözünürlüğü yoktur.
6- Alkolle doyurulduğunda aktivitesi büyük oranda artar.
7- Dünyada bilinen en büyük servet indirgeyicidir.
8- Kapalı alanlarda bir arada tutulmaları tehlikelidir.
9- Çok sayıda bir arada olmaları merkezi sinir sistemini etkiler.
10- Belli bir sistemi çökertmek için kullanılabilir.
11- Hiç işlenmeden son derece etkin maddeye sahip olabilir.
12- Bir tanesi bile nefes kesilmesi hafıza kaybı yaratabilir.

GENEL KULLANIM ALANLARI:
1- Genelde süs olarak.
2- Üretimde
3- Belli dozda kullanılması halinde rahatlamada büyük yardımcı özelliği vardır.
4- Çok etkili temizleyici özelliği vardır.

TESTLER: 1- Saf numunesi doğal halde bulunabilirse rengi parlak pembeye döner.
2- Daha iyi bir numunesiyle kıyaslandığında rengi yeşile döner.
3- Kulağa zarar verdiği tespit edilmiştir.

POTANSİYEL TEHLİKELERİ: 1- Tecrübesiz ellerde çok tehlikelidir.
2- Birden fazlasıyla ilgilenmek yasal olarak engellenmiştir.
3- Ancak değişik mekanlarda ve birbirleriyle direkt temas etmelerini engellemek koşuluyla bunu yapanlar bulunmaktadır.
4- Ayn
ı mekanda, uzun süre bir arada olmak, çeşitli sakıncalar oluşturmaktadır.
5- Bağımlılık yapabilir ve tedavisi yoktur.
6- Bir çok efsanede ve gerçek hikayede tehlikeleri anlatılmıştır
.

Ah kadınlar ahhhh.
*Öperseniz beyefendi değilsinizdir, öpmezseniz adam değilsiniz.

*İltifat edersiniz yalan der, etmezseniz bırakır gider.

*Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz, karşı çıkarsanız anlayışsız.

*Çok yanına giderseniz sıkıldım der, az giderseniz küser.

*İyi giyinirseniz çapkınsın der, dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.

*Kıskanırsınız huyun kötü der, kıskanmazsınız sevmiyorsun der.

*Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar, kendisi bir saat gecikirse bunda ne var.

*Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur, o buluşur 'Bizim kızlar' olur.

*Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur, başka bir adam ona baktığında adı hayranlık konur.

*Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister, dinlediğiniz anda 'Neden konuşmuyorsun?' der

Kısacası..
*Sade ama çok karışık.

*Zayıf gibi ama çok güçlü.

*Akıl karıştıran ama hayranlık uyandıran.

*İnsanı çıldırtan ama mükemmel!

*Çok güzelse nadiren sadıktır.

*Çok sadıksa da nadiren güzel.

Nedir Hayat?


Bu yazı bana bir arkadaşımdan geldi.Çok beğendim ve blogumda da yer alsın istedim.
 



Bir varmış bir yokmuş,

kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç tel saç görmüş.
"Hımm, demiş galiba bugün saçımı örgü yapacağım!!."

Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş!!.


Ertesi gün kalkmış,
aynaya bakmış,
Kafasında iki tel saç kalmışmış
....
"H-M-M," demiş,

"Bugün saçımı ikiye ayıracağım demiş."

Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş..

Bir ertesi gün yine kalkmış,
aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var.

"Tamam, tamam demiş...artık bugün at kuyruğu yaparım..."

Öyle de yapmış, ve çok çok güzel bir gün geçirmiş...

Daha bir ertesi gün aynaya baktığında,

Kafasında bir tek tel bile kalmamışmış!!!.

 "WoW!" diye bağırmış.

"Bugün saç derdim yok!!!!"




Bakış açısı herşeydir!!!.
Gerektiğinden kibar ol!!!,
Tanıdığın herkes kendi savaşını yaşamakta zaten!!!!.
Basit yaşa,


cömertçe sev,

yürekten düşün sevdiklerini,

Tatlı konuş..


Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir ki!...



Yağmurda dansetmeyi becerebilmektir!!!





Pazar Müziği

 
 
Benim gibi Maroon 5 ve özellikle de Adam Levine sevenlere gelsin.İyi Pazarlar ;)
 
 
 
 
 

12 Ocak 2013 Cumartesi

Saat Takıntısı

En sevdiğim aksesuar saat.Takmadığım zamanlarda kendimi eksik hissediyorum,üzerimde başka aksesuarlar olsa da.Günde kaç boş bileğime bakarken yakalıyorum kendimi :).Bir sürü saatim var ve ben hala saat bakıyorum.Çok para harcıyor muyum saate?Hayır.Almıyorum da bayağı zamandır yani 6 aydır :).Bir de en son aldığımı takarım hep takıntılı bir şekilde.Yine aklıma saat modellerine bakmak geldi ve ben yine bir sürü bir sürü saat beğendim.Tabii o bildiğimiz pahalı markalarda var beğendiklerimin arasında.Bakmak da parayla değil sonuçta.Aahh bunun bir sonu olmalı :)))













Tarzına Bayılıyorum : Hande Ataizi


Hem gündüz, hem de gece giydiği kıyafetlerle tarzını yansıtan kadınlara bayılıyorum.Daha doğrusu tarzı olan kadınlara bayılıyorum.Bu kadınlardan biri de Hande Ataizi.Hem gündüz, hem de katıldığı davetlerde çok şık ve tarz.Gerçekten bir stil ikonu bence.

İşte bayıldığım kıyafetlerinden bazıları...











11 Ocak 2013 Cuma

Cirque Du Soleil & Michael Jackson



Aaaah bu gösteriye gitmek istiyorum beeen.Michael Jackson zaten idolüm.O ölünce,çocukluğumdan,gençliğimden bir parça da öldü sanki.Ama tabii hala dinliyorum,hala izliyorum.Hem de bayıla bayıla :)

Cirque Du Soleil'in gösteri dünyasındaki yeri de malum.Eminim harika bir gösteri olacak ve ben o gösteriyi izlemek istiyorum.Evrene mesajımdır :)

İşte o muhteşem olacağına inandığım gösterinin detayları.Bu arada biletler şimdiden satıştaa !

 
Cirque Du Soleil Sunar: Michael Jackson The Immortal World Tour
15-16-17 Mart’ta Toplam 5 Şovla Ülker Sports Arena’da!


Popun Kralı Michael Jackson Efsanesi ve Dünyanın En Büyük Gösteri Topluluğu Birarada!

Modern gösteridünyasının en ünlü sahne sanatları yönetmeni Jamie King tarafından senaryolaştırılan ve yönetilen Michael Jackson The Immortal World Tour gösterisi heyecan dolu görsel ve sanatsal heyecanın yaşandığı eşsiz bir müzikal ve dans gösterisi.

15, 16 ve 17 Mart’ta toplam 5 şovla Ülker Sports Arena’da Pozitif Live organizayonuyla gerçekleşecek muhteşem gösteri İstanbullular'a Michael Jackson ve Cirque Du Soleil’in büyülü dünyasına götürecek.

Pop’un Kralı’nın yaratıcı dahi ruhunu, ilham kaynağı olmuş müzikleri, dansları ve şovları ile yepyeni bir forma sokan şov Jackson’ın müzik ve gösteri dünyasına bıraktığı mirası yeni jenerasyonlara aktarmayı başarıyor. Farklı dans stillerinin, akrobatik hareketlerin ve her sahnede farklı senaryoların işlendiği bu unutulmayacak performansta seyirciyi Michael Jackson’ın büyülü dünyasına davet ediyor.

Cirque Du Soleil dansçılarının nefes kesici yeteneklerinin müzikal ve akrobasi ile birleştiği bu görsel şölende Michael Jackson’ın hayranlarına yıllar yılı aktardığı sevgi, barış ve birlik mesajı başarılı bir şekilde aktarılıyor.

8 Ocak 2013 Salı

İskambil Kağıtlarının Hikayesi


Oldum olası iskambil kağıtlarının keşfini merak ederim.Üzerindeki desenlerin anlamı ne?Kim bulmuş?Bulunuş amacı oyundan çok mu farklıydı? gibi gibi soruların cevabını bulmayı ertelemiştim.

Kısa bir araştırmayla işte sonuçlar;

1.Bilgi her sitede çıkıyor bu konuyu araştıran.kim yazmış etmiş belli değil...

Oyun kartlarının nerede ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor. 7. ve 10. yüzyıllar arasında Çin’de ortaya çıktığı ve 13. yüzyılda Marco Polo tarafından Avrupa’ya getirildiği tahmin ediliyor. Hindistan’dan veya Arabistan’dan geldiğini ileri sürenler de var ama bugünkü şekilleriyle kullanılmalarının 14. yüzyıl Fransa’sına dayandığı kesin gibi.
 
O tarihlerde, Fransa’da dört sınıf vardı ve iskambil kağıtlarındaki kupa, maça, karo ve sinek bu dört sınıfı temsil ediyordu.
 
- Kupa bir kalkanı andıran şekli ile asil sınıfı ve kiliseyi,
- Maça bir mızrağın ucunu çağrıştıran şekli ile orduyu,
- Karo ticari deniz işletmelerinin eşkenar dörtken kiremitlerinden esinlenerek orta sınıfı,
- Sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile köylüyü temsil ediyordu.
 
Bugün briç, poker veya benzeri oyunlarda, kupanın en değerli, sineğin ise en değersiz kart olmasının nedeni işte bu sınıflamadır.
Aslında bizde papaz adı verilen kartın adı İngilizce’de kral (king), kızın ise kraliçedir (queen). Vale veya oğlan için ilk zamanlarda düzenbaz anlamına gelen ‘knave’ kelimesi kullanılırken, günümüzde ‘jack’ ismi kullanılmaktadır. Yani yabancı kartlarda kral ve kraliçe evli iken, bizde biraz yaşlı görülerek krala papaz adı verilmiş, kraliçeye de ‘kız’ denilerek oğlana layık görülmüştür.
 
Bazı ülkelerde oyun kartlarında değişik isim ve semboller kullanılmasına rağmen, en yaygın olanı Fransızların kullandıklarıdır. Fransızlar ‘maça’ şeklini mızrağa benzeterek ‘pique’ adını vermişlerdir. İngilizce’de ise aynı anlamdaki ’spades’ kelimesi kullanılmaktadır. Her ne kadar bir kalkanı andırdığı için asil sınıfı temsil ettiği ileri sürülse de ‘kupa’ klasik bir kalp şeklidir. Bu nedenle Fransızlar ona ‘coeur’, ingilizler ise ‘heart’ adını vermişlerdir. ‘Karo’ için Fransızca’da kare anlamındaki ‘carreau’ kullanılırken İngilizler elmas anlamındaki ‘diamond’u tercih etmişlerdir. Bizim ’sinek’ dediğimiz şekil ise çok açık üç yapraklı bir yoncadır. Fransızlar bu anlamdaki ‘trefle’ kelimesini kullanırlarken, İngilizler ‘club’ (kulüp) ismini kullanmışlardır.
 
İşte bu nedenle briç oyuncuları ‘maça’ya ‘pik’, ‘kupa’ya ‘kör’, ’sinek’e de ‘trefli’ derler, zaten aslına uygun olan ‘karo’yu da olduğu gibi kullanırlar. Birli, papaz, kız ve oğlan için kullanılan as, rua, dam ve vale isimleri de yine Fransızca karşılıkları As, Roi, Dame ve Valet kelimelerinden dilimize geçmiştir.
 
“İskambil” kelimesi de dilimize yine, Fransızca’dan, Fransızca’da bu
kartları ifade eden “briscambille” sözcüğünden geçmiştir.
 
2.Bilgi papazların tarihi kişileri simgelediği yönünde
  • Kupa Papaz = Şarlman
  • Maça Papaz = Kral Davud (Hz. Davud)
  • Karo Papaz = Julius Sezar
  • Sinek Papaz = Büyük İskender


  • 3.Bilgi ise;

    Modern İskambil Destesi,tarotun küçük sır kartlarından oluşmuştur,destenin her grubundan prens veya prenses çıkarılmış , geriye 13 kart bırakılmıştır.Bu kısaltılmış halinde bile modern iskambil destesi sembolik bir öneme sahiptir,çünkü yılın bölümlemeleriyle uyum içindedir. İki renk kırmızı ve siyah yılın en önemli iki bölümünü gösterir : Güneş’in ekvatorun kuzeyinde olduğu dönemi ve güneşin ekvatorun güneyinde olduğu dönemi. Dört koz dört mevsimi,kadim Yunan’ın çağlarını,Hinduların Yugalarını temsil eder. On iki resimli kart,İsis Tabletinin üst paneline göre Baba,Kudret ve Akıl üçlüsü olarak temsil edilmiş Zodyak burçlarıdır.Birden ona kadar olan kartlar dört alemde var olan Sefirot Ağacını gösterir. Her grubun 13 kartı her yılın on üç ayını gösterir.

    Destedeki 52 kart yıldaki 52 haftadır. Resimli kartları resimli kartlara ilave ederek 11,12 ve 13 diye sayarsak , 52 kartın toplamı 364 eder. Joker kartı tek sayı olarak kabul edersek 365 olur. Milton Pottenger,Amerika Birleşik Devletlerinin bir iskambil destesinin düzenine sahip olduğunu ve devletin eninde sonunda 52 eyalet ve bir tane de isimsiz ayaletten –Kolombiya bölgesi-oluşacağını ileri sürmektedir.

    Resimli kartlar hayli önemli mason sembolleri içermektedir. Dokuz karttaki figürlerib yüzünü önden görürüz,üçünü yandan görürüz. Burada kırılmış ‘Yasa Çarkı’nı buluruz;anne karnındaki dokuz aylık dönemi ve kusursuz insanı üretmek için gerekli 3 ayı.Silahlı dört kral Mısırlıların bıçaklarıyla evreni oyup çıkaran Ammonianlı Mimar’lardır.

    Ayrıca bunlar Zodyak’ın kardinal (başlangıç) burçlarıdırlar.Hz İsa’yı sembolize eden sekiz yapraklı çiçekler taşıyan dört kraliçe(kızlar) , Zodyak’ın sabit burçlarıdırlar. Akasya yaprakları taşıyan –kupaların oğlanı elinde,sineklerin oğlanı ise şapkasında taşır- dört vale (oğlan) ise Zodyak’ın değişken burçlarını gösterir. Ayrıca maça serisinin resimli kartları köşedeki sayıya değil,ondan uzağa bakarlar,sanki bu ölüm ambleminden korkar gibidirler. Bütün kartların büyük ustası,sinek papazıdır;elinde soyluluğu gösteren bir küre taşır.

    Kaynak: Tüm Çağların Gizli Öğretileri-Manly P. Hall

    7 Ocak 2013 Pazartesi

    Esnafın İsyanı :))

    Bugünlerde bir video dolaşıyor.Bende paylaşayım dedim.İsyanın da böylesi :)))




    Lapa Lapa Masumiyet

     
    Senin ilk kar'ı yağıyor bugün.Gökten süzülüşiünü ve ortaya çıkardığı manzarayı hayran hayran seyretmeyi seviyorum.
    Beni her zaman kar yağdığında şunu hissediyorum;biraz olsun huzur ve masumiyet duygusunu yaşaması için insanlara gönderilen ilahi bir mesajdır.

    Ayrıca kar kristallerinin görüntüsüne de hayranımdır.Birbirine benzememe özelliği de ayrı bir hayran edici unsur.

    Benim gibi kar kristallerini seviyorsanız;işte görüntüler :)